Bazı kadınların çocukları tekellerine almaları ve onların yaşıtlarıyla kendi hayatlarını yaşayıp büyüme süreçlerini tamamlamalarına izin vermeyerek hep kendilerine bağımlı olmalarını isteyen hastalıklı yanlarıyla ince ince alay eden çok güzel bir komedi film. Hele büyürken ufacık kusurlarımızı saklayalım derken ne salaklıklar yapabildiğimizi göstermesi çok güzeldi. Demek ki asıl mesele hep aynı, başkalarının ne istediği değil bizim gerçekte ne olduğumuzu kabul edebilmemiz. Çok da iddialı olmayan basit bir hikâye ve film ama anlatmak istediği bir şey var ve bunu eğlenceli bir şekilde anlatıyor Norveç’liler hep olduğu gibi.  

Filmin konusuna gelecek olursak… Onbir yaşında ki Gilbert’in çalışan iyi bir anne ve evde gitar çalan duyarlı bir babadan oluşan ve onun mutluluğu için ellerinden geleni yapan oldukça normal bir ailesi var. Ama onun da bir sorunu var; yumurtaya aşırı alerji. Okulda yapılan bir partide pizzanın içinde yumurta olmayacağını düşünerek yiyince... Ortalığa ve herkesin üzerine bolca kusuyor. Artık okulda alay konusudur ve Gilbert adı Kusberk olmuştur. Bu onu çok utandırır ve imdadına annesinin işinin başka bir mahalleye taşınması yetişir. Böylece yeni bir okul yeni arkadaşlar bu utancını gizlemek için iyi fırsattır. Hele de ilk gün komşularının kızı hokey takımının güzel kaptanı Line’yi görünce heyacanı daha da artar. Line onu doğum gününe davet eder ama ailesiyle kısa süreliğine İspanya’ya gitmek zorunda olması bu davete katılmasına engel olunca Gilbert evde kalmak ister ve ona bakması için halası Doris gelir. Yalnız yaşayan ve bir çok sorunları olan halası Doris, arkadaşları yerine kendisiyle vakit geçirmesi için olmadık şeyler yapınca Gilbert için büyük bir işkence başlar. Ve sonunda en iyi yolun savaşmak olduğuna karar verir. Artık onu ayakta tutan tek şey intikam duygusudur...

0 0